Obsesif Kompulsif Bozukluk Nedir?
Obsesif kompulsif bozukluk denince akla bu hastalıkta nedir. Sorusu gelebilir. Bu hastalıkta cinsiyet kavramı varmıdır. Hastalığa yakalandığımızı nereden anlayacağız. Şimdiden söyleyelim bu bir psikolojik rahatsızlıktır. Bu hastalıktan mustarip olanlar da görülen en bariz tanı bitmek bilmeyen temizlik takıntısıdır. Bilmeyenler bu hastalık temiz olmayı çevreyi temiz tutmayı gerektirdiği için güzel bir hastalık gibi görebilir. Aslında öyle değildir elbette.
Obsesif kompulsif bozukluk ,takıntı hastalığıdır.
Sürekli bir temizlik odaklı yaşam sürdüğünüzü düşünün ve bir sure sonra kabusa dönen bir hayat senaryosu.Kabus denmesinin sebebi bir gün içerisinde defalarca en az 6 ila 7 kere banyo yapmak olabilir. Yada bir tuvalet temizliğinde ayrıntıya varana kadar günde 10 kere temizlendiğini söylesek. Tabi bu rakamlar tahmini rakamlar daha azı veya daha çoğu da yaşanabilmektedir. Kadınların temizlik alanları mutfak,banyo,tuvalet koltuklar,pencereler,kapılar..vb.. Evin her alanında günlük defalarca kere ayrıntıya bakılarak yapılan temizlik ve bu temizliğe rağmen evin hala kişiye pis görünmesidir.. “Tam bir kabus örneği değilmi?”
Obsesif kompulsif bozukluk hastalığına kimler yakalanır?
Obsesif kompulsif bozukluk :Genel olarak temizliği kadınlar yapıyor gibi görünse de erkeklerde de ayni oranda görünebilir.
Peki nasıl anlaşılır?
Bu soruyu anlayabilmenin bir çok yolu var elbette. Tokalaşmadan sonra defalarca elleri yıkama isteği oluyorsa. Yıkansa da temiz olmadığı kanısına varılıyorsa.Elini sürdüğü her yerden elinin kirlendiği vesvesesi içerden gitmiyorsa.
Mutlaka bir hekime görünmenizde fayda olacaktır.
Obsesif kompulsif bozukluk ,kadınlarda çok sık görülüyor gibi dursa dagerçekteöyle değildir.Ister kadın olsun ister erkek bu hastalığa yakalanma oranı aynıdır.
Obsesif kompulsif bozukluk ,rahatsızlığına sebep olan durumlar nelerdir?
Bu rahatsızlığa sebep olan unsurları şöyle sıralayabiliriz. Çocuk yaşta görülen travmalı durumlar. Aile baskıları, horlanma ,sürekli bir aşağılanma durumu söz konusu ise..Okul yada iş yerinde ,öğretmen yada işyerinde üstlerden baskı ortamında kalmak.Aile bireyleri ölmüş ve akrabalar tarafından yetiştirilen cocuklar,şiddete maruz kalan çocuklar yada kadınlar.Psikolojisini sürekli olarak etkileyecek durum söz konusu ise bu rahatsızlığa yakalanma riski de o kadar çoktur.
Psikolojisi hassas olan kişiler günlük yaşantılarındaki olaylara takılarak içlerinde büyütürler. Sağlıklı insanlar günlük yaşamlarında sorunları kolaylıkla atlatabilir. Fakat bu tanının olduğu kişiler, yani hassas olan kişiler, orada kalırlar. Yaşadıkları travmalardan kurtulamazlar.
Takıntılı düşünceler, günlük hayatı, hatta yaşamsal aktiviteleri etkileyecek düzeye geldiği zaman kişiyi kısır döngünün içine sokar.Obsesyon, adı verilen yani kişinin zihninde uzaklaştıramadığı fikir, düşünce ve dürtüler, kişinin isteği dışında gelişir. Kişi bunları mantık dışı olduğunu bilse de düşünmekten kendini alamadığı için yoğun sıkıntı yaşayarak huzursuzluğa ve dolayısıyla anksiyete sahip olur.
Son zamanlarda ,obsesif-kompulsif yani takıntı rahatsızlığında artış gözlemlenmektedir.Buna çevresel faktörlerin yani sıra çağın getirdiği stres de bu rahatsızlığı tetiklemektedir.
Obsesif-kompulsif bozukluk(kişisel bozukluk) da neler görülebilir?
Obsesif-kompulsif bozukluğu olan kişilerdetokalaştıkları zaman ellerini yayınladıkları zaman rahatsızlık duyarlar. Akılda sürekli olarak bir resim belirir ve o resme odaklanırlar buda kişilerin aklını bulandırır. Her işi düzen içinde belirli sıraya göre yapmak için planları vardır. O sırayı takıl ederler, dışına çıkamazlar. Beyinden gelen sesler sürekli olarak tekrarlanır ve hoşuna gitmeyen bir kare gösterir. Sesli olarak tekrarlı sıralı cümlelerkullanırlar. Bu ya bir sayı yada bir dua olabilir.
Bir yere gidilecekse defalarca ocak ütü kapı, fişleri kontrol etme isteğini durduramazlar.Alışveriş te belli belirsiz ürünler almak kişileri rahatlatır. Fazlalık olarak biriktirirler.Çöp biriktirme eğilimleri vardır, yada eşya biriktirme eğilimleri vardır. Her aldıklarını deterjanla yıkama ihtiyacı duyarlar.
Obsesif-kompulsif bozukluk kişisel bozukluk nasıl tedavi edilir?
Obsesif kompulsif bozukluk tedavi edilebilir elbette, geçmez değildir. Tabi önce kişinin bunu gerçekten istemesi önemlidir.Yapamayacağına inanan biri zaten tedaviye yanıt vermeyecektir. Çünkü bastan kabullenmiş bir çaresizlik içerisindedir. Düzeleceğineinanmaz, artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak zannı kişiyi yer bitirir. Cabalarının boşuna olduğu inancı onu bu durumu daha çok sokar.Tıpkı labirentin içerisine kaybolmuş biri gibi ayni yerde döner durur.Bu rahatsızlık zamanla tedavi edilmezse şizofren olmaya kadar götürür. Tedavi sureci için bir psiķyatr’a gitmek mutlaka gereklidir. Hastanede yatarak tedavi edilen bir hastalık kesinlikle değildir. Önce kişinin bu hastalığı yeneceğine inanması gerekir. İnanmak başarmanın yarışıdır. Doktorun gözlemi altında tedaviye başlanmalıdır. Doktorun verdiği tavsiyeleri ve süreci kişi kendisine yapmayı istemeli ve devam etmelidir. İnançsızlık bu hastalığı tetikleyen bir unsurdur. O yüzden inanç çok önemlidir .
Obsesif kompulsif bozukluğu olan hastaların abartılmış felaket içeren cümleleri, düşüncelerini, akıllarındaoluşan görüntüleri azaltmaya odaklanan bilişsel davranış terapisi ile hastanın gerçek gibi algıladığı düşüncelerden uzaklaştırılması sağlanır. Böylelikle kişiyi kaos ortamından uzaklaştırıldığı zaman daha sağlıklı karar vererek ne yapması gerektiğini net bir şekilde gözlemlemiş olur.
Uzun sureli tedavi gerektiren ve tedavi bırakıldığı zaman eski hallerine geri dönen bu durumda istikrarlı bir şekilde tedaviye devam edilmelidir. Yalnız ilaçları içerek tedavi edilemezsiniz. Buna asla unutmayın. Tedavi edilebilmeniz için kendi içinizdeki kötü duygulara ve düşüncelere savaş acın. Beyinden geçen her cümleyi yerine getircem diye çalışmak kişiye mutsuz eder. Bu sebeple bir kez kapıyı kontrol etme düşüncesi geldi ise kontrol edin ve defalarca kapınınaçık kaldığı noktasında kapattığınızı hatırlamaya çalışın. Kapattığınızı düşünün. Ellerinizi yıkamaya başladığınız zaman kötü düşünceler geldiğinde ellerinizi yıkadığınızıbiliyorsanız o kutu düşünceden uzaklaşmak için ortam degistirin.Hatta çıkabiliyorsanız çıkın temiz bir hava alın. Yürüyüş yapın, beyninize temiz oksijen gitmesini kafanızınbaşkaşeyler düşünmesini sağlayın . En sık duyduğum korku türü bir kadının evladını öldürmeye iten düşünceden korkması. Bir korku kişinin psikolojisini tamamen bozar ve evladından kaçmaya başlar .Evladına karşı uzak durur, kişiyievladınısevdiği zaman öldüreceği korku kişide saplantı haline döner. Bununla savaşmak ve üzerine gitmek gerekir. Bunun için içerideki ses ne söylerse tam tersini yapmaya kendisini eğitmelidir Beyindeki sesi duyduğu halde tersi hareketler yapmaya alıştırmalıdır.
Yapacağına başaracağına kendisini inandırmalıdır.Sürekli olarak mücadele halinden sonra zamanla bu saplantıların azaldığını görecektir. Allaha olan inancı, bu rahatsızlıktan kurtulacağına olan inancı asla bitmemelidir.Bu durum gözleri yakın zamanda bir durumdan dolayı kör olmuş birinin haline benzer. Bir süre sonra göremeyeceğine odaklanan tedaviyi de reddeder. Olumlu sonuçlar alamaz. Ama inancın yanında beynin içerisindeki resimler, görüntülerle savaşmak karanlıktan mutlaka aydınlığa çıkacağını beklemek ve mücadeleden vaz geçmemekle bir gün mutlaka zafere ulaştıracaktır.
Obsesyonlarınızı yani beyninizde oluşan düşüncelerinizi harekete geçiren durumlara kendinizi yavaş yavaş zorlayın. Neler olduğunu izleyin ve takip edin. Yine en az rahatsız edici düşünceden başlamanızda fayda vardır. En zorundan başlamak sizi olumsuz bir duruma sokmasın. Burada önemli olan her şeyi bir anda başarmak değildir. Yavaş adımlarla gitmek daha sağlıklı olacaktır. Her küçük adım bile obsesyonu korkunuzu yenmede bir başarıdır.
Unutmayın! İnanmak başarmanın yarısıdır.
Her hastalık insan için kötüdür ama bu hastalık gerçekten insanı hayattan bıktırıyor. Psikolojik bir sorun olduğu için tedavisi çok zor. Önemli olan bunu hastanın iyileşebileceğine inanması fakat bu duruma olan bir kişi için gerçekten zor. Tedaviyi yarıda bırakmadan sabrederek ilerlemek gerekiyor. Yavaş yavaş bile olsa bu hastalığı yeneceğim düşüncesiyle ilerlemeli insan. Tedaviyi kendi içinizde bulacağınıza inandığınız zaman da bu hastalığı tamamen yenmiş olacaksınız.
Sanırım ben bazı konularda okb oldum. El yıkama dürtüsü var sürekli. Son günlerde elimin üstü hep yara oldu bu yüzden. Çatladı ve ben sürekli dezenfektan ve sabun kullandım. Krem sürerek rahatlatıyorum ellerimi.